
Pozitif Olmak Her Zaman İyi midir?
Pozitif psikoloji, insan yaşamına dair olumlu yanları vurgulayan bir alan olarak uzun yıllar “mutluluğun bilimi” şeklinde tanımlandı. Ancak zamanla bu yaklaşımın bazı sınırları olduğu anlaşıldı. Pozitif olmanın her durumda faydalı olup olmadığını sorgulamak, bu bilim dalının evriminin önemli bir parçası haline geldi. Gelin, bu sorunun yanıtını Peseschkian’ın etkileyici hikayesi ve bilimsel bulgular ışığında keşfedelim.
Tek Ayak Üstünde Duran Adamın Hikayesi
Nossrat Peseschkian, pozitif psikolojinin temelini, tek ayağı üzerinde duran bir adam metaforuyla açıklar. Hikayede, bir adam uzun süre tek ayağı üzerinde durmaya çalışır. Bu durum kaslarında kramplara, dayanılmaz bir acıya neden olur. Yardımına gelen insanlar ona çeşitli önerilerde bulunur: biri ayağına masaj yapar, bir diğeri dengesini koruması için destek olur, bir başkası onu olumlu düşüncelerle motive etmeye çalışır. Ancak nihayetinde biri ona şu soruyu sorar: “Neden diğer ayağını da kullanmıyorsun?”
Bu metafor, insanın hayatta karşılaştığı zorluklara yalnızca olumlu düşüncelerle yaklaşmanın yetersizliğini ve diğer bakış açılarını kucaklamanın gerekliliğini hatırlatır.
Pozitif Psikolojinin İlk Dalgası ve Eksiklikleri
Pozitif psikolojinin ilk dönemlerinde, olumsuzluklardan kaçınma ve olumlu niteliklere odaklanma güçlü bir şekilde vurgulandı. Ancak bu yaklaşımın şu eksiklikleri olduğu ortaya çıktı:
- Gerçekçi Olmayan Beklentiler: Olumsuz deneyimleri tamamen dışlamak, insanların yaşamın gerçeklerine yabancılaşmasına neden olabiliyor. Örneğin, sürekli mutlu olma çabası, kişinin doğal olumsuz duygularını bastırmasına yol açabilir.
- Aşırı Pozitiflik: Sinclair, Hart ve Lomas’ın (2020) araştırması, pozitif olma baskısının zarar verici olabileceğini gösteriyor. Bu baskı, kişinin gerçeklerle yüzleşmesini zorlaştırabilir ve sorunlarla başa çıkma kapasitesini zayıflatabilir.
- Olumlu Özelliklerin Ters Etkisi: Her durumda affetmenin veya olumlu düşüncelere tutunmanın faydalı olduğu söylenemez. Özellikle toksik ilişkilerde affetme, bireyin ruh sağlığını daha fazla zedeleyebilir.
Olumsuz Duyguların Gücü
Modern pozitif psikoloji, yalnızca olumlu deneyimlere değil, olumsuz deneyimlerin de bireyin gelişimindeki rolüne odaklanır. Örneğin:
- Zorluklar ve Psikolojik Dayanıklılık: Karşılaşılan zorluklar, bireyin başa çıkma becerilerini geliştirerek psikolojik sağlamlılığını artırabilir.
- Öfke ve Motivasyon: Uygun şekilde ifade edilen öfke, değişim için güçlü bir motivasyon kaynağı olabilir.
- Üzüntü ve Şefkat: Üzüntü, kişinin derin kayıplar karşısında verdiği şefkatli bir tepkidir ve büyümenin kapılarını aralayabilir.
İkinci Dalga Pozitif Psikoloji: Olumsuzluğu Kucaklamak
İkinci dalga pozitif psikoloji, hem olumlu hem de olumsuz deneyimleri bir arada ele alır. Bu yaklaşım, yaşamın karanlık tarafını kucaklamayı ve olumsuzluklardan öğrenmeyi teşvik eder. Paul Wong’un dediği gibi, insan varlığının karanlık yüzüyle yüzleşmek, gerçek bir iyilik hali için gereklidir.
Sonuç
Pozitif olmak her zaman iyi değildir. Bazen, yaşamın karanlık tarafına bakmak, bizi daha güçlü ve dirençli kılar. Olumsuz duyguları kucaklamak, yaşamın tamamını anlamamıza yardımcı olur. Bir sonraki yazıda, pozitif psikoloji perspektifinden affetme konusunu ele alacağız.
Yararlanılan ve Önerilen Kaynaklar
- Ivtzan, I., Lomas, T., Hefferson, K., & Worth, P. (2015). Second Wave Positive Psychology: Embracing the Dark Side of Life. London: Routledge.
- Sinclair, E., Hart, R., & Lomas, T. (2020). Can positivity be counterproductive when suffering domestic abuse?: A narrative review. International Journal of Wellbeing, 10(1), 26-53.
- Velázquez, M. (2021). Second Wave Of Positive Psychology. Positive Psychology News
- Wong, P.T.P. (2011). Positive psychology 2.0: Towards a balanced interactive model of the good life. Canadian Psychology, 52(2), 69-81.
Yorum Yazın